dünya (dünyalar) birinin olmak
|
ikisini bir kazana koysalar kaynamazlar
|
burnuna karıncalar dolmak
|
evvel yediğim hurmalar, bugün kıçımı tırmalar
|
sefa (sefalar) bulduk
|
çalma elin kapısını, çalarlar kapını
|
çayı görmeden paçaları sıvamak
|
davul dengi dengine diye çalar
|
gavurun ekmeğini yiyen gavurun kılıcını çalar
|
hem kaçar hem davul çalar
|