yaktırabilmek
|
yaktırma
|
yaktırmak
|
köprünün (köprülerin) altından çok su (sular) aktı (geçti)
|
su aktığı yere (yine) akar
|
baktıkça alır
|
ağzının içine baktırmak
|
baktın kar havası, eve gel kör olası
|
(birini) ağzına baktırmak
|
(birinin) bıraktığı (bağladığı) yerde (çayırda) otlamak
|