Bir şeyi tam kesmeyip ilişik bırakmak
|
Bir Tonun, Rengine Veya Doymasına Bakmaksızın, Parlaklık Veya Aydınlığının Bir Ölçüsü
|
Bırakma, salıverme
|
Bırakma, Salıverme Anlamında Eski Sözcük
|
Birden Uyanarak Çevresine Korku İle Şaşkın Şaşkın Bakmak, İrkilmek
|
Bitkilerdeki Fazla Suyun Yapraklardan Damla Damla Akması
|
Boksta dövüşemeyecek duruma gelen sporcunun karşılaşmayı bırakması
|
Briçte, Atılan empasın tutmaması üzerine kozla çakmak
|
Büyük taşları kırmak, kazık çakmak gibi işlerde kullanılan, çok iri ve ağır çekiç
|
Çakmak
|