tabancaya davranmak
|
eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun der, kimi kısa
|
ibadet de gizli, kabahat de
|
ne hesaba gelmek ne de kantara
|
sabah sürçen, geceye dek sürçer
|
yengece niçin yan yan gidersin demişler, serde kabadayılık var demiş
|
dolaba girmek (gelmek)
|
dosyası kabarmak (kabarık olmak)
|
hesaba dökmek
|
kedinin kabahatini önüne koyarlar, öyle döverler
|