alabanda vermek
|
alabandayı yemek
|
(bir şeyi) hesaba almak
|
(birini) maytaba almak
|
hesaba almamak (katmamak)
|
kabahat samur kürk olsa kimse sırtına almaz
|
martta yağmaz, nisanda dinmezse sabanlar altın olur
|
nisan yağmuru; altın araba, gümüş tekerlek
|
sabahtan karnını doyuran, küçükken evlenen aldanmamış
|
yabancı kuşun başı kanadı altında olur
|