(bir şeye) kulak (kulaklarını) tıkamak
|
(bir şeye) kulak vermek
|
(bir şeye) kuvvet vermek
|
(bir şeye) renk gelmek
|
(bir şeye) sünger çekmek
|
(bir şeye) tuz biber ekmek
|
(bir şeye) yatkın bulmak
|
(bir şeye) yüz tutmak
|
(bir şeye) yüzü olmamak
|
(bir şeye) yüzü tutmamak
|