başını boş bırakmak
|
başsız bırakmak
|
(birini, bir şeyi) başıboş bırakmak
|
(birinin) bıraktığı (bağladığı) yerde (çayırda) otlamak
|
deliye bal tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış
|
dervişe Bağdatta pilav var demişler, yalan değilse ırak değil demiş
|
dostlar başından ırak
|
yiğit başından devlet ırak değildir
|
dağda gez belde gez, insafı elden bırakma
|
ağzını bırakıp kıçıyla (bir tarafıyla) gülmek
|