(bir şeye) kulak (kulaklarını) tıkamak
|
(bir şeyi) katık etmek
|
(bir şeyin) çivisi çıkmak
|
(bir şeyin) gözünü çıkarmak
|
(bir şeyin) keyfini çıkarmak
|
(bir şeyin) örneğini çıkarmak
|
(bir şeyin) zevkini çıkarmak
|
bir tepe yıkılır, bir dere dolar
|
(bir yer, işte) yabancılık çekmek
|
birbirinin gözünü çıkarmak
|