geniş bir nefes almak
|
nefes almak
|
nefesini tutup beklemek
|
(bir şeyi) nefsine yedirememek
|
(bir yerin, bir şeyin) havasını teneffüs etmek
|
kuşa kafes lazım, boruya nefes
|
nefesine güvenen borazancıbaşı olur
|
nefes çekmek
|
nefes darlığı çekmek
|
nefesi kesilmek (daralmak veya tutulmak)
|